Bugün Fransız-Alman dostluğunun 60. yıldönümünü kutluyoruz! 22 Ocak 1963’te, Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ve Alman Şansölye Konrad Adenauer, Elysée Antlaşması’nı imzaladılar. Bu antlaşma, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden yalnızca 18 yıl sonra ve asırlarca süren hasımlığın akabinde iki ülke ortasındaki uzlaşmayı perçinler. Antlaşma ile yalnızca ülkelerimiz ortasındaki dostluğu ve paylaştığımız demokratik bedelleri resmen ilan etmekle kalmadık, birebir vakitte gençler ortasındaki teatilere kıymet vererek halklar ortasındaki temasları daha da güçlendirecek ve tertipli istişareler aracılığı ile dış siyasetimizi, Avrupa siyasetimizi ve güvenlik siyasetimizi koordine edecek yapılar tesis ettik. 2019’da imzalanan Aix-la-Chapelle/Aachen Antlaşması bu istikametteki uğraşları tamamladı. İki ülke ortasındaki güçlü bağ, Avrupa entegrasyonu için de itici bir güç teşkil etmiştir.
Almanya ve Fransa ayrıyeten 1964’te imzalanan İştirak Muahedesi ve 1995’ten bu yana Gümrük Birliği ile AB’ye çıpalanan aday ülke Türkiye ve AB ortasındaki alakalar için teşebbüslerde bulundular. İşbirliği alanlarını pekiştirmek ve Türkiye’nin Erasmus üzere AB’nin türlü programlarına iştirakini güçlendirmek emeliyle iklim, göç, terörle gayret, sıhhat ve tarım alanlarında halihazırda yürütülmekte olan olumlu gündem çerçevesinde üst seviye görüşmeler öngörülmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden neredeyse 80 yıl sonra, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla savaş Avrupa topraklarına yine döndü. Bir defa daha, Fransa ve Almanya ortasındaki istişareler, AB kurumlarıyla birlikte ve NATO müttefikleriyle sıkı bir eşgüdüm içinde, Ukrayna’yı desteklemek üzere ortak bir Avrupa hareket hareketini koordine etmek ve Rusya’ya karşı AB bünyesinde yaptırım kararları almak için kritik derecede ehemmiyet arz etti. Paydaşlarımız ve müttefiklerimizle birlikte, işlenen bu memleketler arası hukuk ihlalinin kabul edilemeyeceğini açıkça vurguladık. Türkiye bu hususta değerli bir rol oynamaktadır.
(Elysée Antlaşması’nın 60. yıldönümü.)
Küresel etraf ve iklim krizleri üzere ayrıca ortak ve global güçlü mevzular, son yıllarda giderek acil olarak tahlil arz eden hususlardır ve bunlar Almanya ve Fransa’yı olduğu kadar Türkiye’yi de etkilemektedir. Bahse husus krizlerin ülkelerin hudutlarında son bulmadığı ve bu sebeple sarf edilen gayretlerin global boyutta olması gerektiği aşikârdır. Fransız-Alman işbirliği, içerdiği pek çok somut ortak teşebbüs ile sürdürülebilirlik ve iklim hareketi açısından global bir itici güç misyonu görmektedir. Türkiye’deki iklim çalışmalarını desteklemek için Fransa ve Almanya, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler ile birlikte, Türkiye’nin ekolojik geçişi için 3 milyar dolardan fazla finansman sağlamaya yönelik çerçeve misyonu gören çok taraflı mutabakat zaptına taraf oldular.
COP27’de yenilenebilir güçlere yönelik verilen taahhüt, iklim değişikliğinin halihazırda gezegen üzerinde yarattığı yıkıcı tesirlere karşı yürütülen çabada kritik kıymette bir adım teşkil etmektedir. Bununla birlikte, global sıcaklıktaki artışı 1.5 derece ile sınırlamak için kat edilecek daha çok yol var. 2053 yılı için net sıfır emisyon gayesiyle Türkiye, bu efora katkıda bulunmada kıymetli bir rol oynamaktadır. Biyoçeşitlilik kaybı, iklim değişikliği ile yakından ilgilidir. Biyoçeşitlilik konusundaki son İklim Tepesi büyük bir başarıydı çünkü Türkiye, Fransa ve Almanya’nın yanı sıra yaklaşık 200 ülke, 2030 yılına kadar gezegenin kara ve deniz alanlarının en az yüzde 30’unu müdafaaya ve tabiatın korunmasına yönelik fonları kıymetli ölçüde artırmaya karar verdiler.
Bu durum Türkiye’de düzenlenecek COP16 Doruğu için kusursuz bir başlangıç noktasıdır. Elysée Antlaşması yıl sonra da Fransız-Alman barış uğraşları açısından değerli bir rol oynamaya devam etmektedir. Ülkelerimiz ortasındaki dostluk, ortaya çıkan yeni kuvvetli hususlarla başa çıkarak güçlenmektedir, somut hareketlerden beslenmektedir ve ortak demokratik kıymetlere dayalı bir uzlaşmanın ve ikili işbirliğinin bölge açısından ne kadar yararlı olabileceğinin bir örneğini teşkil etmektedir. Önümüzdeki yıllarda Türkiye ile işbirliğimizi bu niyetle sürdürmeyi amaçlıyoruz.
JÜRGEN SCHULZ – ALMANYA FEDERAL CUMHURİYETİ’NİN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ
HERVÉ MAGRO – FRANSA’NIN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ
