Bilim beşerlerine nazaran, beyniniz susadığınız vakti ve ne kadar suyun bedeniniz için kâfi olduğunu, size “8 bardak su için” tavsiyesinde bulunanlardan daha yeterli biliyor. Zira bedeninizin o günkü muhtaçlığı “8 bardak” olmayabilir. Beynin susuzluğa ve öteki duyumlara nasıl reaksiyon verdiğini inceleyen Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden Profesör Michael Farrell da “8 bardak su için” tavsiyesinin bir kent efsanesi olduğunu belirtiyor. Farrell, bir kişinin faal olmadığı soğuk bir günde, sekiz bardak suyun “ihtiyaç fazlası” olacağını ve bu durumda fazla suyun atılacağını söylüyor. Tam aykırısı durum ise sıcak bir günde idman yapan bir kişinin sekiz bardaktan daha fazla suya gereksinim duyacağı.
Ne kadar su içilmesi gerektiği konusunda kesin bir bilgi olmasa da ortalama bir yetişkin bayan günde yaklaşık 11.4 bardak, erkekse 15.6 bardak sıvı tüketmeli (bir bardak 220 gram). Lakin göz gerisi edilen bir öge var. ABD Ulusal Akademi Sıhhat ve Tıp Anabilim Dalı’nın raporuna nazaran, beşerler muhtaçlığı olan suyun yaklaşık yüzde 20’sini esasen yiyeceklerden alıyor; neredeyse yüzde 90’ı su olan meyve ve zerzevatları düşünün. Yiyeceklerden aldığımız suyu çıkaracak olursak ortalama bir bayanın günde yaklaşık 9.1 bardak, bir erkeğinse yaklaşık 12.5 bardak su içmesi gerekiyor.
Bununla birlikte, bu varsayımlar, farklı beden büyüklük ve tipleri, ortam sıcaklığı ve aktivite düzeyleri dikkate alındığında beşerden beşere değişiklik gösteriyor. Ve öteki etkenler de var. Mesela gebe olan yahut emziren bayanların daha fazlasına muhtaçlığı olduğu. Yani bir insan günde şu kadar su içmeli demek pek de bilimsel bir yaklaşım değil.
Beyniniz size tavsiye verenlerden daha bilge
California Üniversitesi Sinirbilim kısmından Christopher Zimmerman, kanımız tuzlanınca beyninizdeki “susuzluk nöronları” tarafından bir sinyal alarak susuzluk hissettiğimizi söylüyor. Zimmerman’a nazaran sağlıklı bir idrar ise saydam olanı. Bu, bedenin sağlıklı bir su düzeyinde olduğuna işaret. İdrar rengi sarı ve koyu tonlara hakikat evrilmeye başladıysa dehidrasyon (susuzluk) başladı demektir. Öteki belirtiler ise kuru yahut mavi dudaklar, lekeli cilt, süratli teneffüs, yorgunluk, ateş ve baş dönmesi.
Zimmerman, olağan kaideler altında beyninizin vücudunuzla birlikte su düzeyi konusunda size tavsiye verenlerden daha bilge olduğunu söylüyor. Suya gereksinimimiz olduğunda beyin bizi zati uyarıyor. Zimmerman ayrıyeten, her insanın susuzluk eşiğinin, ağrı eşiğine emsal formda farklı olduğunun da altını çiziyor. Bu yüzden çok sıcaklar yahut yüksek efor sarf etmeden evvel su içmenin mantıklı bir tercih olacağını söylüyor. Öbür koşullarda ise gereğinden fazla su içmemek gerek.
Sonuç olarak dengeyi bulmak çok değerli. Zira az su içmenin ziyanı olduğu kadar çok fazla su içmek ölümcül bile olabilir. Hiponatremi ismi verilen su zehirlenmesi durumundan bahsediyoruz. Klinik Spor Hekimliği Dergisi’nde yayımlanan 2015 araştırmasına nazaran, en az 14 atletin bu sebeple öldüğü biliniyor.
İyi haber şu ki, şayet gereğince su içtiyseniz bedeniniz size bunu söylüyor. Monash Üniversitesi Profesörü Farrell, “Mesaj şu, doğal olanı yapın” diyor. “İstediğiniz vakit için ve bu davranışın hoşluğu, su istikrarını eşit bir düzeyde tutmaya devam etmesidir.” Fakat tekrar de uyarıyor, yaşlılar ve fazla efor sarf edenler (veya sıcağa maruz kalanlar) susamasa bile kâfi ölçüde su içmeli.
Derleyen: Batuhan Sarıcan
https://elemental.medium.com/how-much-water-do-you-really-need-to-drink-7a6cf683b211
