Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirakiyle “15 Temmuz Demokrasi ve Ulusal Birlik Günü Buluşması” gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Ulusal Birlik günü aktiflikleri kapsamında Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen programa katılmak üzere Ankara’dan İstanbul’a geldi. Erdoğan’ı taşıyan uçak saat 20.10’da Atatürk Havalimanı’na indi.
Erdoğan’ı Atatürk Havalimanı’nda İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, çok sayıda iş adamı, sanatçı ve 15 Temmuz gazisi karşıladı. Erdoğan kendisini karşılayanlar ile tek tek tokalaşarak merasim alanına geçti.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bizim inancımıza nazaran şehitler hiçbir kula nasip olmayacak en şanlı makamın sahibidirler. Yerleri cennet olsun inşallah.
Darbenin birinci anlarından itibaren cüretle lanetin üzerine giden yargı mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Burası manalı bir yer. O gece burada iki anı tespit ettik. Bunlardan bir tanesi saat 23.15 civarı tankların ortasından sayın Bay Kemal gelip Bakırköy’e egçti. Kendi sözüyle “gidebilecek bir yer bulamadığım için oraya gittim” dedi. 01.15 biz tekrar buraya indik.
Eşim, kızım, torunlarım ve damadımla bir arada buraya indik.
Burada kiş vardı? Burada millet vardı. Beraberce buradan üzerimizden geçen F-16’lar helikopterler vardı. Ve onlar mermimerlini yağdırıyorlarıdı. Şahsım basın toplantımı yaptım, valimiz 1. Ordu Kumandanımız birebir formda. İleti verildi. İleti verildikten sonra her şey yerli yerine oturdu. O gece dünyaya örnek teşkil edecek bir duruş sergileyen medyamıza, sivil toplum kuruluşlarımıza ve aydınlarımıza teşekkür ederiyorum.
Sabaha kadar kesintisiz sela ezan okuyan imamlarımıza, müezzinlermize şükranlarımızı sunuyorum.
“15 TEMMUZ’DA CANİLER MECLİS’E BİLE SALDIRDILAR”
O gece barikatları aşarak, tankları geçerek, kurşunları savuşturarak TBMM’ye gelen zirvelerine bırakılan bombalara karşın vakur duruşlarını bozmayan milletvekillerimize teşekkürlermi iletiyorum. Milletvekilleri demokrasiye, milil iradeye sıkı sıkıya sahip çıkmıştır. Ulusal çaba sürerken işgal kuvvetleri Polatlı’ya kadar geldiler. Lakin Meclis’e saldıramadılar. Daha öncek darbelerde ulusal irade, Meclis ruhuna hücum olsa ble. Mecls binası fiilen gaye alınmadı. 15 Temmuz’da caniler bunu bile yaptılar. Hamdolsun milleitn iradesne, meskenine uzanan eller şahsen millet tarafından kırıldı. Hiçbri darbe, darbe girşim yapanların yanına kâr kalmadı. Allah’ın müsaadesiyle bundan sonra da kâr kalmayacaktır. Kâfi ki siz bu türlü dik durun.
Tıraş edilen sakal daha gür biter. Lakin kesilen kol yerine gelmez. 15 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım’ı, 16 yaşındaki Abdullah Tayyip Olçok’u, 63 yaşındaki Ümt Güder’i unutmayacağız. Darbenin başındaki haini gözünü kırpmadan vuran Ömer Halis Demir’i, darbecilerle son nefesine kadar çarpışan Albay Sat Ertürk’ü unutmayacağız. Her birini tanışma gururuna eriştiğm Erol Olçok’u, İlhan Varank’ı unutmayacağız. Emnyetmizin 63 mensubunu unutmayacağız. Birçoklarının sol nefeslerini vermeden evvel okunan 251 şehidimiz unutmayacağız. Şehtleri unutanların yürekler kurur.
“ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERİ DAYANIŞMA VAKFI KURULDU”
Bizim milletimiz yıllarca yeni şehit, gazilerle yüreğin daima sıcak, canlı tutmuştur. Bundan sonra da o denli olacaktır. Yen kuşakların 15 Temmuz şehitlerini hatırlamaları, yad etmeleri için resmi bayram olarak ilan ettik. Her anımızda lakin özelilkle de 15 Temmuz’da şehit, gazilerimiz, meydanları, sokakları dolduran kahramanlarımızı daima kalbimizde yaşatacağız. Açılış öncesi Kur’an-ı Kerim’den şehitlerimiz, onlara Rabbmizin muştularını o ayetlerde izledik, dinledik. Bunlarla birlikte hamdolsun geleceğin muştularını aldık. Biz bugün nasıl ecdadı rahmet ve minnetle yad ediyorsak, inşallah sonraki kuşaklar de 15 Temmuz kahramanlarını tıpkı formda anacaklardır. Bu vesile ile sizlerle br muştuyu paylaşmak istyorum. Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığımız tarafından Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfının kurulması resmen tamamlanmıştır. Zira onun çok istismarı yapılıyor. Onun için Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığımızla bir arada olsun.
“S-400’LERİN TAMAMI NİSAN 2020’DE YERLEŞMİŞ OLACAK”
Özgürlüğü olmayanın iradesi de olmaz. Rabbimiz özgür insanları muhatap alıyor. Özgürlüğü korumak o denli kolay değildir. Milletmiz binlerce yıllar boyunca daima bunun çabasını vermiştir. Hamdolsun çok yıldır mlletmize esaret boyunduruğu vurabilen de olmadı. Çanakkale, , İstklal Harbi’nde bu niyetleri toprağa gömdük. 15 Temmuz milletmize esaret boyunduruğu vurmak gayretiydi. Milletmiz esir alacaklarını sananlar bir defa daha derslerini aldılar. Nasıl istkbalmz ve istklalimiz korumaktan vazgeçmyorsak, bizim önümüze tuzak kuranlar emellerinden asla vaz geçmeyecektr. Suriye sıkıntısını bu türlü okumayan, müstevillerin emellerine hizmet eder. Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege mevzularında karşı tarafı haklı bulanların zihinler iğfal edlimiş demektir. İçinden geçtiğmiz dönemn gelecek çeyrek asrımızı, yarım asrımızı biçimlendirecek kıymete sahip olduğunu görmeyene diyecek kelamımız olmaz. S400’leri aldık mı? 8 uçak geldi ve başkaları de gelyor. Ne dediler? ‘Alamazlar, yapamazlar, nereye koyacaklar, yerleştiremezler’ Ne oldu? Aldık mı? Ve şu anda montajlar başladı mı? Şu anda takvim işlyor mu? Allah’ın iznyle Nsan 2020’de tamamı yerlerine yerleştirilmiş olacak.
“BU UÇAKLAR FISTIK LEBLEMİ Mİ DAĞITIYOR? BUNLARIN HEPSİ PARA DEĞİL Mİ?”
Bu bir taarruz değil savunma sistemidir. Ülkemize taarruza karşı en kıymetli savunma sistemidir. Biz bunu Rusya ile yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Savunma sanayiinde 17 yıl evvel ihtyacımızın yüzde 20’si yerliydi, artık yüzde 70′ yerli oldu. Nereden nereye? Tabi kimileri maalesef tilki üzere bilyorsunuz uzanamadığı üzüme ne dermiş, koruk. Bunların durumu bu. Türkye’nn son 17 yılda demokraside ve ekonomde gerçekleştirdiği ataklarla çağ atladığını inkar edyorsa gözü görmüyor, kulağı duymuyor, lisanı lal olmuş demektir. Ne diyorlar, iktisat battı, iktisat bitti. Buradan milletime sesleniyorum, bunlarda insaf yok. Bunlar nankör. Şu anda Türkye’nin dört bir yanında içerde, dışarıda terörle bu derece büyük br çabayı veren Türkye’ye karşı sanki kimse bu uğraş verilirken bu mermi, kurşun, kalkan uçaklar, helikopterler fıstık, leblebi mi dağıtıyor. Bunların hepsi para değil mi, iktisat değil mi? Şu anda terörün belini Allah’ın müsaadesiyle kırdık, kırıyoruz. Ve inlerine girdik, inlerine. Pençe 1 harekatını yaptık, artık Pençe 2 harekatını yapıyoruz. Milletin başına bela olan bu teröristleri yerle yeksan ediyoruz. YPG, PYD ile gayret sürüyor. Bunlar ücretsiz olmuyor değil mi? Ancak terörizmi gerisine alan siyasi partiler, onlara dayanak verenler ‘madem ki bu türlü yapmayın’. Mlletn refahını düşünmekle mükellefiz. Onun için de bu süreci devam ettiriyoruz. 15 Temmuz yalnızca o karanlık geceyi değil milletn yaşadığı tüm hadiseler anlatır.
