Merve Çalkan, bugüne kadar gitarıyla kaydedip paylaştığı müzikleri üzerinden milyonun üzerinde dinlendi ve kendisine hatırı sayılır bir dinleyici kitlesi edindi. Daha geniş kitlelere ulaşmayı gözüne kestiren Çalkan, kelamı ve bestesi Mabel Matiz’e ilişkin “Defter” isimli müziğini Sony Music Türkiye etiketiyle dinleyiciyle buluşturdu. Matiz’in 90’lar Türkçe Pop müziklerine benzettiği “Defter”, birinci günden 100 binden fazla dinlendi. Mimar Sinan Hoş Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Kısmı mezunu 1992 doğumlu müzisyenle bir ortaya geldik.
* 90’ların Türkçe Pop’unun bu kadar sevilmesini neye bağlıyorsun?
İnsanlar bildikleri şeyleri duymayı seviyorlar. Bununla yeni bir şarkıyı dinlemek ortasında fark var… 90’ların başından 2000’lere kadar çok fazla şey denenmiş. Bir sürü janr var içinde, Seden Gürel’in “Sebebim Aşk”ıyla, Sibel Alaş’ın “Adam”ı… İkisi de 90’lar pop ancak değişik müzikler. 90’lar kocaman bir çeşitliliği içine alıyor. Ben seviyorum. Onlarla büyüdüm.
* YouTube’da 1 milyonu aşan dinleyici sayısı, senin için değerli mi?
Bir buçuk, iki sene evvel de sayı buydu ve orada kaldı. Bu türlü düşününce çok hoş bir şey değilmiş üzere geliyor. İnsanların hâlâ gözü büyüyor 1 milyona lakin bana o denli gelmiyor. Ben büyük bir yararı ve coşkusunu görmedim, o birinci çıktığı birkaç ay dışında.
* Bana yüksek bir sayıymış üzere geldi…
Benim birçok arkadaşımın o kadar izlenmesi var, o denli söyleyeyim. Bunlardan 5-6-7 ya da 10 milyona yükselen alıp götürüyordu. Mesela Ufuk Beydemir… Hâlâ daha izleniyor “Ay Derili Kadın” görüntüsü, albümde söylemiş olmasına karşın.
Evde pijamayla…
* O halde, daha fazla dinlenmek için neler yapıyorsun, nasıl çalışıyorsun?
Kafa yoruyorum buna. Eskisi kadar “cover” yüklemiyorum. Biraz daha profesyonelliğe dönsün işler diye. Lakin bakıyorsun ki beşerler amatör ruhun sıcaklığını seviyor; konutunda, kendi kendine pijamasıyla, saçı başı koymuş ve bunu koymuş internete diye. Daha fazla müzik yüklememi istiyorlar o denli. Ancak ben stüdyoda yapılmış, albüme girecek pak halini koymak istiyorum. Sonra “Bunun bu türlü de bir hali var” diye paylaşırım.
* Kısa vadeli planlarında daha çok tekli çıkararak devam etmek mi var o vakit?
Bir mühlet tekli çıkacak. Hatta rakamsal olarak 6-7 tane diye düşündük. Bir halde hepsi albüm çatısı altında toplanacak ancak onun öncesinde hem ben etkin bir biçimde çalışmış olayım, hem de beşerler da faal olarak yeni bir şeye kavuşmuş olsun. Her taraf uyanık kalsın üzere bir formül bence yeterli.
‘Tüketim çok hızlı’
* Dijital platformlarla yaygınlaşan bir şey bu, değil mi?
Kolaylık sağlıyor. Beşerler zira çok fazla şey bekliyor. Albüm de koysanız, en az altı ay, azamî bir buçuk iki sene çalışın o albüme ve siz paylaşın; bir ay veriyorum o 10-12 müziğin tüketilip yeni müzikler istenmesine… Çok süratli tüketiliyor, zira çok kolay. Evvelce çok sevdiğin bir şarkıyı dinlemek için uğraşırdın, kavuşurdun ona. Radyoda duyduğun an kulak kesilirdin falan. Şu an istediği anda onu durdurup tekrar başlatabildiği için çabuk tüketiyor ve çok kolay ulaşıyor.
* Yeni müziklerin, senin bestelerin mi olacak?
Büyük ihtimalle o denli olacak. Zira beşerler istediği için o müzikleri Spotify’a geçirmem gerekiyor. Bir yandan gaye bu, bir yandan da ben de müziklerimi söylemiş olmak istiyorum. Çok fazla kenarda müzik var, paylaşmadığım da var. O yüzden onu da hızlandırıyorum…
* Bundan sonra “cover” yapmayı bırakacak mısın pekala?
İmkânsız. Kimse bırakamaz ki. Yapmayan beşerler bile YouTube’da bunu yapmaya başladı. Beşerler bildikleri müzikleri öteki birinden duymayı seviyorlar. Sevdiği sesten, öbür müzikleri duymayı seviyorlar. Ben bile bakıyorum bu ses bunu söylemiş mi diye… Bence o şarkıyı da aktüel tutan bir şey bu. O müziğin eskimesini önleyen bir şey.
‘Mabel’in hayranıyım’
* Albümünde olacak mı tekrar yorumladığın müzikler? Birçok sanatçı bunu yapıyor.
Albüme “cover” koymayı düşünmüyorum. Konserlerimde bile söylemeyi düşünmüyordum. Zira güya beni ben olarak anlatmanın yolu kendi müziklerimi söylemekten geçiyormuş üzere. Fakat bunu da biraz kırıyorum yavaş yavaş. En son konser planlaması yaparken insanların benden duymak istediği birkaç şarkıyı da listeye ekledik. Kapalı değilim bu hususa. Yalnızca yavaş yavaş gelişiyor benim için bu süreç. Birtakım beşerler müzik yazamıyor ya da yazdığı müzikler “cover”ları kadar tutmuyor. Bence yapsınlar, hoş bir şey. Birtakım müzikler özdeşleşebiliyor onu söyleyenle. Benim de bu türlü bir talihim olursa bir müzikle, o şarkıyı benim sayarım ki Mabel Matiz “Defter”i bana sunduğunda kendi müziklerini yazan ve besteleyen biriydim. Çok heyecanlanmıştım. Tıpkı vakitte onun büyük bir hayranıyım. Aylarca çalışmıştık müziğin üzerine, zira ben çok başına buyruk söylüyordum. Aslında bir nevi o şarkıyı da “cover”lıyordum. Sonra dedi ki, “Bu müzik artık senin. Bunu bil ve kendini bu noktada rahatlat.” Fakat o biçimde kayda girdim.
* Bundan sonra nasıl ilerlemeyi düşünüyorsun? Gayelerin, hayallerin neler?
Bol konser verip sırtımda gitarımla gezmek istiyorum. Daha dün sanki Türkiye’de nerelere gidebilirim diye düşünüyordum. İnsanlardan da talep var, tüm Türkiye’den hatta yurtdışından. Biri toplumsal medyadan “Kars” yazıp üzgün hız göndermiş, gitmem mi zannediyordu yoksa kimse gitmiyor mu, bilmiyorum. Lakin giderim, koşa koşa giderim her yere. Müziklerimi konserde şahsen yüz yüze ileteyim istiyorum.
* Nerede gördüğünde kendini, ben artık ünlü oldum dersin?
Bir gün Harbiye Açıkhava konserim olursa…
