Gündoğdu Meydanında toplanan kitlenin sokak sanatkarlarının “Doğaya sesleniş şarkıları” eşliği ile Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne kadar yürümek istemesine polis müsaade vermedi. Kitle dağınık kümeler halinde kültür merkezi önüne gelerek burada basın açıklamasını gerçekleştirdi.
Basın açıklamasını okuyan EGEÇEP Eş Sözcüsü Alime Mitap, “12 bin yıllık bir tarihe sahip Hasankeyf kentini ve Dicle vadisini kurtarmak için halâ umudumuz var. Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Baraj Projesi bir an evvel durdurulmalıdır. 10 Haziran’da gerçekleşeceği ilan edilen su tutma süreci ertelendi; lakin proje durdurulmadı” dedi.
Hasankeyf’in tarih öncesi periyotlardan başlayarak pek çok farklı kültürün mirasını barındıran özgün bir doğal ve arkeolojik SİT alanı olduğunu belirten Mitap, “Hasankeyf ve etrafını besleyen Dicle ırmağının alüvyonları altında, İnsanlık tarihine ışık tutacak daha kim bilir kaç uygarlığın kalıntıları var. Hasankeyf’te 1986’dan beri hafriyatlar yapılmasına karşın en fazla yüzde 10’unun kazılabildiği, uzmanlarca tabir edilmekte. Baraj suları altında, yalnızca bu tarihi miras kalmayacak, tıpkı vakitte yörede yaşayan insanların tüm geçmişi ve geleceği de kalacak. Binlerce diğer canlı da sular altında kalacak ya da göç etmek zorunda bırakılacak. Tahminen de şimdi saptanmamış kimi endemik bitki cinsleri de sulara gömülecek. Velhasıl Dicle vadisinin ekolojik, tarihi ve kültürel yapısı, onulmaz biçimde bozulacak” dedi.
Mitap kimi yerbilimcilerin, “Ilısu barajının fay çizgisi üzerinde olduğu ve bu nedenle tabanın zayıf olduğu” istikametindeki görüşlerinin de kıymetli olduğunu ve bu özellikleri taşıyan bölgelerde sarsıntıların tesirinin felaketler olabileceğini tabir etti.
‘HASANKEYF SERMAYENİN PARA HIRSINA KURBAN EDİLMEMELİ’
“Barajların ortalama ömrü elli yıldır. Elli yıl sonra baraj havzası çamur ile dolarak ömrünü tamamlayacak ve geriye yalnızca büyük bir bataklık kalacak” diyen Mitap, “Bitme etabına gelmiş Ilısu projesi yapılırken, ulusal ve memleketler arası birçok mukavele ve yasa dikkate alınmamıştır. Projenin bilimsel bir Etraf Tesir Kıymetlendirme (ÇED) raporu dahi bulunmamaktadır. Ilısu projesi, 2013 yılında ilgili idari mahkeme tarafından, ÇED hazırlanmadığı için durduruldu, fakat yasalar ve mevzuat değiştirilerek inşaata devam edildi. Hasankeyf’in, Allianoi üzere sular altında kalmaması için biz EGEÇEP olarak elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Hasankeyf, güç mazeretiyle sermayenin para hırsına kurban edilmemelidir. Dünya kültür mirasının bir kesimi olan Hasankeyf’in korunarak geleceğe taşınmasının, tarihî bir sorumluluk olduğunun şuuruyla, herkesi Hasankeyf’in korunması gayretine katılmaya çağırıyoruz. Ege’den iktidara ve yetkililere sesleniyoruz; Ilısu Barajı bir an evvel durdurulmalı ve proje iptal edilmelidir. Hasankeyf sular altında bırakılmamalıdır” dedi.
