Op. Dr. Fikret ŞAHİN *
Yasa teklifiyle deniliyor ki; Kamu-Özel İşbirliği ile yaptırdığımız ve kira bedellerini dövizle ödediğimiz kent hastanelerinde kamuoyunu inanılmaz ziyana uğrattık. Artık bu kanunla; biraz olsun bu ziyanı azaltabilmek için “sözleşme bedeli” diye bir hususla ödemelere üst limit getiriyoruz. Hatta yasanın 30. unsuru, yasanın yürürlüğünün geriye yanlışsız işletilmesine imkân sağlayarak daha evvelki tarihlerde yapılmış kent hastaneleri kontratları için de yasanın geçerli olmasını sağlıyor. Bu yasa teklifinin içeriğinde birden çok itiraf var.
1.İTİRAF: KENT HASTANELERİNİN KİRALARI ÖZEL ŞİRKETLERE DÖVİZLE ÖDENİYOR.
Oysa AKP iktidarı milletimize, “Ülkemizin dövize gereksinimi var, yastık altındaki dövizlerinizi bozdurun, enflasyonla topyekûn gayret ediyoruz” diyor. Sonra da dövize endeksli hastane kontratları yapıyor, halkın aldığı sıhhat hizmeti üzerinden dövizle yandaş şirketlere kaynak aktarıyor.
2.İTİRAF: KENT HASTANELERİNİN İŞLETME KONTRATLARININ NEDEN TİCARİ SIR OLDUĞU VE AÇIKLANAMADIĞI İTİRAF EDİLİYOR.
Şehir hastanelerinin mukaveleleri açıklanamıyor zira; kent hastaneleri üzerinden bağlanılan hortumla kamu kaynakları döviz bazında yandaş şirketlere aktarılıyor ve kamu muazzam derece ziyan ettiriliyor. Kamu bu yatırım modeliyle o kadar ziyan ettirilmiştir ki; bir kent hastanesi için ödenen ölçüyle 8 adet emsal büyüklükte hastane yapılabileceği hesaplanmıştır.
Diğer bir konu ise; kent hastanelerinin işletme kontratlarının “ticari sır” olduğu söylenerek Meclis’e ve milletvekillerine bilgi verilmemesidir. Bu aslen TBMM’nin kontrol yetkisini engellemeye dönük anayasal cürümdür.
3.İTİRAF: SIHHAT İDARESİNİN ÖNGÖRÜSÜ ZAYIF, LİYAKATSİZ BİREYLERİN ELİNDE OLDUĞUDUR.
Bu kanun teklifinin düzenlenmiş olması, yanlış ve yetersiz yapılan mukavelelerin revize edilmeye çalışılması ve kanun uygulamalarının geriye dönük işletilmek istenmesi bunun ispatıdır.
Genel Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirttiği üzere devlet idaresinde kesinlikle liyakatli bireylere yetki verilmesi ülkemizin menfaatine ve gelecek kuşakların faydasınadır.
Genel olarak sıhhat sistemini değerlendirdiğimizde, Kamu Özel İşbirliği modelinin sıhhat alanında yapılacak yatırımlar için uygun olmadığını görüyoruz. Bu modelle sıhhat hizmetleri kamusal hizmet alanı olmaktan çıkmış, adeta para kazanılacak ticari bir hizmet alanına dönüştürülmüştür. Yap-Kirala-İşlet halinde yapılmış olan kent hastanelerinde hizmetin odak noktası, hastane şirketlerinin kâr etmesidir. Geçiş garantili otoyol-köprü, yolcu garantili havaalanı gibisi hasta garantili kent hastaneleri yapılması ne kamunun faydasınadır ne de insanidir. Kent hastanelerine hasta bulmak emeliyle halkın hastaneleri olan kolay erişilebilir lokasyondaki pek çok devlet hastanesi kapatılmış yada atıl hale getirilmiştir.
Ayrıca bu hastanelerin mimari olarak devasa büyüklükte olması sıhhat çalışmasının temelini oluşturan takım çalışmasını bozmuştur. Bu sistem insanımızın sıhhatine ziyanlıdır ve bir an evvel bu sistemden vazgeçilmesinde kamunun büyük faydası vardır.
* CHP Balıkesir Milletvekili
