İstanbul Bayan Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 5. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin son devirlerde “kaldırılsın, feshedilsin, aile kurumunu yıkıyor” üzere telaffuzlarla çok taraflı taarruz altında olduğunu belirterek “Kadını birey olarak görmeyen zihniyetin telaffuzlarından telaşlıyız, lakin demokrasiye ve kazanılmış haklarına sahip çıkmaya, eşit hakların yaşama geçmesini sağlamak için çabayı sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu.
Moroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin milletlerarası hukukta, şiddetin bayan erkek eşitsizliğinin ve bayanlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı birinci mukavele olduğunu anımsatarak “İstanbul Mukavelesi tıpkı vakitte şiddetle gayrette bağımsız bir izleme düzeneği bulunan ve yaptırım gücü olan bağlayıcı birinci mukaveledir. Bayana yönelik şiddet de bir insan hakları ihlalidir. Bu insan hakları ihlalinin önlenmesi açısından İstanbul Mukavelesi büyük değer taşıyor” dedi.
Türkiye’nin tek taraflı olarak Avrupa Kurulu Genel Sekreteri’ne “Ben bu mukaveleyi uygulamak istemiyorum” demesinin mümkün olamayacağını kaydeden Moroğlu, “Sözleşmeyi feshetmek demek, bayanlara karşı şiddete, bu insan hakları ihlaline göz yummak demektir” dedi.
