Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir Şubesi’nden, yaklaşık 2 bin öğrenciye eğitim verilen ve 150 kişilik akademik ve idari işçisi bulunan DEÜ Hoş Sanatlar Fakültesi’nin ve DEÜ Konservatuvarı’nın Narlıdere’deki yerleşkesinin, zelzeleye dayanıksız olduğu gerekçesiyle Tınaztepe Yerleşkesi’ne taşınması kararıyla ilgili yazılı açıklamada geldi. Kelam konusu fakültenin ve konservatuvarın, yalnızca İzmir için değil, yetiştirdiği sanatçı, muharrir ve aydınlarla Türkiye’nin kıymetli ve kadim okulları ortasında yer aldığı belirtilen açıklamada, “Bu kurumların ihtimamla korunması gerektiğini düşünüyoruz. Bünyesinde yer alan çeşitli ünitelerin ihtiyacı nedeniyle çeşitli atölye, tiyatro salonu, donanımlı stüdyolara gereksinimi olan bir okulun, rektörlük üzere idari bir muhtaçlık planına nazaran inşa edilen bir binaya taşınmasının eğitim açısından kabul edilemez bir uygulama olduğunu hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin telaffuzlarından anlıyor ve onları haklı buluyoruz. DEÜ Rektörlüğü’nün, GSF’nin taşınması konusunda almış olduğu kararları özensiz buluyor ve bir eğitim kurumuna yakışmadığını düşünüyoruz” denildi.
REKTÖRLÜĞE SÜREÇLE İLGİLİ SORULAR
Açıklamada, DEÜ Rektörlüğü’ne şu sorular soruldu:
“6 Şubat 2019 tarihinde hazırlanmış olan rapor neden bugüne kadar kamuoyundan, öğrencilerden, akademisyenlerden gizlenmiştir. Bahis kamuoyunda bu kadar tartışıldığı için mi raporu açıklamak zorunda kalınmıştır?
Söz konusu inceleme yalnızca GSF için mi yapılmıştır?
Rektörlük, benzeri incelemeyi GSF dışında öteki binaları için de, örneğin Alsancak’ta bulunan rektörlük binası yahut Tıp Fakültesi yaptırmış mıdır?
Yaptırmışsa bu raporların sonuçları ne olmuştur?
Madem maksadınız fakülte öğrencileri, çalışanları ve akademisyenlerinin can ve mal kaybı yaşamamasıdır, neden bu süreç şeffaf ve kamuoyuna açık bir biçimde yürütülmemektedir?
İnsan hayatını direkt etkileyen bu süreç, krize neden olmadan yönetilemez miydi? Bu mühlet zarfında raporda belirtilen binaların güçlendirilmesine yönelik proje- etüt çalışması yapılmış mıdır? Yapılmışsa sonuç ne olmuştur?
Kamuoyuyla paylaşılacak mıdır? 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, riskli binaların 2 ay içinde boşaltılıp yıkılmasını zarurî tutmaktadır. Kelam konusu raporda riskli olduğu tespit edilen binaların boşaltılması için neden bu kadar vakit beklenmiştir?
Bu müddet içerisinde mümkün bir sarsıntı sonucu meydana gelebilecek can ve mal kaybından Rektörlük sorumlu değil midir?”
