Silivri Cezaevi karşısındaki salonda görülen duruşmaya tutuklu bulunan Osman Kavala, 12 jandarma eşliğinde getirildi. Kavala’nın duruşma salonuna girmesiyle alkış sesleri yankılandı. Duruşma, avukat savunmalarıyla başladı. Davada yargılanan Mücella Yapan, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın müdafisi Fikret Birinciyiz kelam aldı. Birinciyiz iddianame ile ilgili görüş bildireceğini belirterek “İddianamenin 23. ve 24. sayfasında asıl argüman anlatılıyor. Seyahat Parkı aksiyonu kalkışma olarak bedellendiriliyor. İddianame 3 kısımdan oluşmuş. Kronolojide, şüphelilerin aksiyonları ve olaylara nasıl istikamet verdikleri yer alırken üçüncü kısımda ise neredeyse Arap Baharı’ndan bahsediliyor. Amacın AKP olduğu argüman ediliyor. Diz çöktürme operasyonu olarak nitelendiriliyor. Bu biçimde bir iddianame yazamazsınız” dedi. Kanunlara uygun bir iddianame beklemenin hakları olduğunu lisana getiren Birinciyiz, şöyle devam etti:
“Biz tezlerin somutlaştırılmasından yanayız. Yüklenen kabahat bilinmeyen olmamalı. Müvekkillerim daha evvel İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanıp beraat almışlardır. Bu kararlara karşın dava açıldı. Taksim Dayanışması platformunun kabahat olduğunu gösteren bir tek kanıt yoktur. 5 yıl evvel iddianamede yer alan suçlamalar soruldu ve yargılandılar. Tayfun Kahraman için iki tane ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı var. Tehdidi insanların başında Demokles’in kılıcı üzere tutamazsınız. Bireylere yönelik hak ihlali için kurulan Taksim Dayanışması’na uğraş açısından bakılmalıdır.”
‘FETÖ hazırladı’
Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Özgür Karaduman ise FETÖ’nün hazırladığı bir iddianame ile karşı karşıya olduklarına değinerek “FETÖ ile uğraş ediliyorsa şayet bu iddianameye değer verilmemelidir ve reddedilmesi gerekir. Uludağ Kelamlık üzere yerlere ergenlerin yazdığı kelamların iddianameye konması ciddiyetsizliği ortaya koyuyor. Takipsizlik verilen bir belge nasıl kıymetlendirildi. Neden 6 yıl sonra bu beşerler itham ediliyor” dedi.
Kopukluk belirginleşti
Hakkında yakalama kararı olan Açık Toplum Vakfı çalışanı Gökçe Yılmaz Tüylüoğlu’nun avukatı Bahri Belen kelam aldı. Belen, Açık Toplum Vakfı’nın yasal bir vakıf olduğuna ve gerekli kontrol süreçlerinden geçtiğini söyledi. Belen, Tüylüoğlu hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını istedi. Çiğdem Mater’in avukatı Hürrem Sönmez, Mater’in telefonlarının dinlenmesi kararlarını veren yargıçların hala yöntemsiz dinleme davalarında yargılandıklarını, bağlantı tespit tutanaklarının da Seyahat aksiyonlarından bir ay sonra tutulduğunu söyledi. İrtibat tespit tutanaklarında hata ögesi olmadığını söyleyen Sönmez, “Benim müvekkilim hiç çekmediği bir sinemayla hükümeti devirmek kabahatinden yargılanıyor” dedi.
Avukatların akabinde Osman Kavala kelam alan Kavala, “Şüphe ile kanıt ortasındaki kopukluk bariz hale geldi. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tahliye talebini reddeden mahkeme duruşmayı 8 Ekim’e erteledi.
