Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan kısımlar şu formda:
Elbette ki beşerler kanılarını kelamlarıyla, sazlarıyla, sinemalarıyla, romanlarıyla anlatırlar. Biz bütün bunların tamamına bizimle birebir görüşü paylaşmasalar bile hürmet duymak zorundayız. Bugün 2 Temmuz. Madımak olaylarına gelmek istiyorum. Beşerler sazlarıyla kelamlarıyla panelde bir şeyler anlatmak istediler. 2 Temmuz’da Madımak’ta insanlık katliamı yaşandı. Bunu unutmayacağız, unutturmayacağız. Şunun bilinmesi çok kıymetli. Bir insanı, kanısını, siyasi görüşünü beğenmeyebilirsiniz. Fakat bir insanı yakamaz, öldüremezsiniz. Ancak kini ve öfkeyi de asla yüreğimizde tutmamalıyız. Kini ve öfkeyi bir tarafa bırakacağız. Geçmişteki kusurları bir kenara bırakacağız. Eren Aysan bugün Cumhuriyet Gazetesi’nde hoş bir yazı yazmış.
-Ergenekon’a 12 yıl sorun “pardon” deniyor; 12 yılda bu ailelerin çektiği dramın hesabını, hapishanede ölenlerin hesabını kim verecek
-Tuncay Özkan 6 yıl mahpus tutuldu. Hatası yok diyorlar. Hesabı kim verecek? Bir ülkenin genel kurmay lideri terörist diye tutuklanıyorsa bunun hesabını kim verecek?
-Bütün bu Ergenekon süreci yaşanırken, gerisinde siyasal bir takviye vardı. Devrin başbakanı zırhlı aracını savcıya vermişti. Bu savcı devletin resmi savcısıydı.
-Ben bu davaların savcısıyım demişti. Artık sormak istiyorum o bireye. O bireye sormak istiyorum şad musun hicap mı duyuyorsun? Ben bunu öğrenmek istiyorum. Tekrar biz kandırılmışız mı diyeceksin? Binlerce kişiyi, aileyi mahkum ettiler. Yazıktır, günahtır. Adalet burada mı?
