İstanbul Üniversitesi İrtibat Fakültesi’nde eğitim veren Prof. Dr. Nurdoğan Rigel’e ‘görevi berbata kullanmak’ hatasından aldığı 5 aylık mahpus cezası sonrası öğrencileri sahip çıktı.
Prof. Rigel’in verdiği derslerin vize ve final imtihanlarından düşük not aldığını sav eden Gazetecilik kısmı son sınıf öğrencisi Savash Porghamrezaeieh, fakültede daha evvel verilmekte olan Haber Tahlil dersinden 65-72 not beklediğini öne sürmüş, kağıdının tekrar incelenmesi talebiyle Bölge Yönetim Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Rigel’e açılan davanın sonuçlanmasının akabinde fakülte öğrencileri, ismi geçmişte okuldaki yolsuzluk argümanlarına karışan Porghamrezaeieh ve şu anda da okulda öğretim vazifelisi olan Prof. Dr. Şebnem Çağlar’la ilgili yaşadıklarını anlatmaya başladı.
Porghamrezaeieh’ın okulda Doçent olarak vazife yapan Çağlar’ın sık sık yanında bulunduğu, kendisinin öğrenci olmasına karşılık öteki öğrencilerin imtihan kağıtlarını okuduğu ve bunlara not verdiğini, birlikte kitap yazdıkları ve Çağlar’ın bu kitaptan öğrencileri sorumlu tuttuğu tez edildi.
Duvar’dan Şebnem Babat’ın haberine nazaran Çağlar ve Porghamrezaeieh 2012 yılında açılan davayla bu tezler hakkında yargılanmış, birlikte yazdıkları ‘Şövalyelik Mesleği Gazeteciliğin Keskin Kılıcı: Haber’ kitabının zarurî olarak okutulmasının yanında ‘yolsuzluk’tan da yargılanmıştı. Çağlar ve Porghamrezaeieh, fakülte bünyesinde bulunan ajansta stajyerlik yapan ve sonrasında ajanstan ayrılan öğrencilerin maaş hesaplarını kapatmayarak buralara yatmaya devam eden parayı çekmekle hakim karşısına çıkmış daha sonra beraat etmişlerdi.
2011-2012 yılları ortasında ajansta stajyerlik yapan öğrenci Dilara Kenar da Rigel’e yapılanın bir karalama olduğunu belirterek o periyot yaşadıklarını şöyle anlatıyor, “Fakültenin haber ajansında çalışan bir küme öğrenciydik. Ajansın başında Şebnem Çağlar vardı o vakit. Yanlış hatırlamıyorsam birinci sınıflar olarak, ismi ‘Haber toplama ve yazma’ olan habercilik üzerine bir ders de alıyorduk. Ajansa kabul edilen öğrenciler cüzi ölçüde para alırlar bilirsiniz. O vakitler bu sayı 180 lira falandı sanırım. Biz ajansa katıldıktan aylar sonra bir türlü kartımız çıkmamıştı. Sebebi belirli olmayan bir halde kartların verilmesi daima ertelendi. En sonunda Halk Bankası’ndan hesabımızı açtılar biz de aylık olarak para alıyorduk. Ajansın başında Şebnem Hoca olmasına rağmen son kelamı söyleyen, yeri gelince Şebnem Çağlar’a bile çıkışan Savash Porgham’ın monopolündeydi ajans. Zati okul gazetesinin yarısını onun haberleri kaplıyordu, ön sayfalara kendisinin haberlerini koyduruyordu vs. Biz yaklaşık 7-8 kişi bu ortamdan rahatsız olduğumuz için yavaş yavaş çıktık ajanstan. Ajanstan çıkmak istediğimizi söylediğimizde Savash Porgham’ın bize demediği kalmamıştı ve ajansı bırakan hiçbir öğrenci Şebnem Çağlar’ın dersini geçemedi.”
‘ÇAĞLAR BİZE YILLARCA DÜŞÜK NOT VERDİ’
Ajanstan ayrıldıkları için Rigel’in yaptığı argüman edilen ‘kasıtlı düşük not verme’ olayının birebiri Çağlar’ın da kendilerine yıllarca yaptığını belirten Kenar, “Kaç tane öğrencinin okulu uzadı bu yüzden. Biz ajanstan çıktıktan sonra hepimize söylenen ‘hesapları kendilerinin kapatacağı, bu yüzden banka kartlarını teslim etmemiz gerektiği’ idi. Şu an çok aptalca geliyor lakin o periyot hepimiz buna maalesef inandık ve karşımızdaki doçent olduğu için altında bir düzenbazlık olacağını düşünmeden kartları teslim ettik. Hepimiz farklı vakitlerde ayrıldık kimimiz mart ayında kimimiz mayıs… Hepimizin kartlarına el konuldu. Bir gün, kimdi hatırlamıyorum, bizden birisi hesabının hala açık olduğunu ve içinden para çekilmeye devam edildiğini söyledi. Hepimiz denetim ettik ve gerçekten içinden çatır çatır paralar çekilmeye devam edilmişti. Doğal parayı kimin çektiğini teknik olarak bilmiyoruz, lakin kartları teslim ettiğimiz kişi Savash Porgham’dı. Aslında bu hırsızlığı banka kamera kayıtlarıyla çok kolay açığa çıkartabilirdik lakin bankadan bize lakin rektörlük onayıyla kayıtlara bakabileceğimizi söylediler” dedi.
Porghamrezaeieh ve Çağlar’ın bu paraları çektiğiyle ilgili savların daha güçlü olma sebebini anlatan Kenar, “Benim kartımdan 2 Nisan 2012’de Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden çekim yapılmıştı. Ve 2 Nisan’da Savash ve Şebnem Çağlar okulun hocalarından birisine (ismi ve kısmı hatırlayamıyorum) doçentlik imtihanı için takviye olmaya gittiler. Buna dair toplumsal medya paylaşımları bile vardı, ekran imajlarını almıştık daima. Bu hırsızlığın onlar tarafından yapıldığına dair en bariz delildi. Biz hem savcılığa hem de okul idaresine başka farklı şikâyet müracaatında bulunduk lakin savcılıktan bir türlü sonuç alamadık, sonra da ne yazık ki peşini bıraktık. Okul idaresinin umurunda bile değildi bu olay. Şebnem Çağlar’ın siciline geçip geçmediğinden bile emin değilim. Ali Murat Vural (fakültede ders veren öteki bir profesör) başta olmak üzere birçok hoca soruşturmadaydı ve hepsinin tek sıkıntısı örtbas etmekti. Vural, ben soruşturma esnasında tabir verirken beni dalga geçer üzere dinliyordu. Periyodun dekanı Aydemir Okay ve Nilüfer Sezer de “Bunu ortamızda halledeceğiz”, “Basına sızmasın çocuklar” diye tembihlerde bulunmuştu; lakin okul idaresinin tek yaptığı Şebnem’in birinci sınıflara verdiği dersi ve haber ajansını elinden almaktı” sözlerini kullandı.
Paraların bankadan çekilmesi ile ilgili yargılanan Porghamrezaeieh bu suçlamadan beraat etti.
‘OKUL İDARESİ HİÇBİR ŞEY YAPMADI’
O devir Çağlar’ın üçüncü sınıflara hala ders vermeye ettiğini belirten Kenar, “Yaptıkları hiçbir vakit resmi olarak kanıtlanmadı zira okul idaresi kanıtlamak için hiçbir adım atmadı. Şu an Nurdoğan Hoca’nın yalnızca not durumu yüzünden mahpus cezası alması kelam konusu. Lakin Şebnem Çağlar’a, yıllarca bir sürü öğrenciyi -bizler dahil- kasıtlı olarak bırakmasına ve ismi böylesine nahoş bir hırsızlık olayına karışmasına karşın hiçbir şey olmadı. Savash Porgham’ın da siciline geçtiğini hiç sanmıyorum. Ben son sene son imtihanda kendim hesapladım 90-95’lik bir kağıt vermeme karşın Şebnem Çağlar bana 60 puan vermişti, ki o da ‘DD’ ile geçmem içindi, lakin natürel 90’lık kağıda 30 verme bahtı yoktu. O vakit ben de şikâyette bulunurdum” dedi.
Kendilerine de toplumsal medya paylaşımları yüzünden soruşturma açıldığını belirten Dilara Kenar, “Biz hakkımızı ararken ben ve birkaç kişi ismine Şebnem Çağlar yüzünden soruşturma açıldı. Toplumsal medyada İstanbul Üniversitesi’ndeki olayını anlatırken ‘hırsızlık’ dediğimiz için. Halbuki onların ismini kullanmamıştık biz olayı anlatıyorduk. Ancak tekrar de rahatsız olmuşlar ki onlar yüzünden disiplin heyetine bile yollandık” tabirlerini kullanarak Şebnem Çağlar ve Savash Porgham’ın birlikte yazdığı kitabı hatırlattı ve ekledi, “O vakitler Savash da ikinci ya da üçüncü sınıftı. Çağlar, öğrencisiyle kitap yazıp, imtihan öncesi bizlere kitabı almayı mecburî kılıp o kitaptaki içerikten imtihan yapmıştı.”
Kenar son olarak Porghamrezaeieh’ın fakültede daha evvel Prof. Dr. Suat Gezgin’le de tartıştığını söyledi. Rigel’in öğrencisine kasıtlı olarak düşük not vermeyeceğini de belirten Kenar, “Bir defa ben de Nurdoğan Hoca’nın dersinden çok yüksek not beklerken 40 almıştım, hiç unutmam. Nurdoğan Hoca’nın dersleri ‘ezberle-yaz-geç’ usulü değil çok daha farklı bir içeriğe sahip. Münasebetiyle insan yüksek beklerken düşük alabiliyor. Nurdoğan Hoca’dan çok yüksek notlar almadım” diyor.
RİGEL’İN AVUKATINDAN AÇIKLAMA
Basında yer alan haberlerin akabinde yazılı açıklama yapan Prof. Dr. Nurdoğan Rigel’in avukatı Av. Hasan Adil Atabay ise, “Müvekkilim olan Prof. Dr. Nurdoğan RİGEL hakkında 09.07.2019 tarihi prestijiyle çeşitli gazete ve medya organlarının internet sitelerinde; “Düşük Not Veren Profesöre Hapis” formunda tıpkı minvalde haberler yayınlanmış ve halende yayınlanmaya devam etmektedir.
Müvekkil Prof. Dr. Nurdoğan RİGEL hakkında İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesince verilen karar şimdi katılaşmamış bir karardır. Müvekkilimiz anılan mahkemece yapılan duruşmalarda ayrıntılı bir halde kendisini savunmuş, tarafımızca da gerekli hukuksal savunmaları yapıldı ise de yasal olmayan münasebetler ile maalesef mevcut karar kurulmuştur. Bu kararla ilgili tarafımızca İtiraz kanun yoluna müracaat edilmiş olup katılaşmamış bir kararın müvekkilin manevi şahsiyetine ziyan verecek halde haber yapılmasını anlayabilmiş değiliz. Bu haberi yapan medya organları ile ilgili gerekli hukuksal ve cezai müracaatlar yapılacaktır. Kararın şimdi katılaşmamış olması nedeniyle içeriği ile ilgili etik açıdan bu evre prestijiyle bir bilgilendirme yapılmayacaktır.” dedi.
