Türkiye’de her yıl yaklaşık 150 bin prematüre (37 haftadan evvel dünyaya gelen bebek) bebek dünyaya geliyor. Dünya genelinde olduğu üzere görülme sıklığı ülkemizde de giderek artan prematüre doğumlar pek çok sıhhat sorunlarını beraberinde getirebiliyor. Bu meselelerden biri de, günümüzde her 100 çocuktan 30’unu tehdit eden besin alerjisi.
İstanbul Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’nda düzenlenen Parenthood Festivali’nde konuşan Çocuk Sıhhati ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral, kolay lakin tesirli tekniklerle çocuğu besin alerjisinden müdafaanın mümkün olduğuna dikkat çekti.
Hamilelikte beslenme
Besin alerjisinden korunmak için hamilelik devrinde beslenmeye dikkat etmenin çok kıymetli olduğunu vurgulayan Meral, “Anne hamilelikte alerji yapabilecek katkı unsurlu besinlerden kaçınmalı. Besin alerjisinin günümüzde artmasının bir öbür değerli sebebi ise bebeklerde doğum itibariyle bağırsaklarda alerjiyi önleyen faydalı mikrobiatanın az olması. Bunun sebebi de annenin beslenmesine bağlı olarak anne sütünün içindeki mikrobiatanın kâfi olmaması. Bu nedenle annelerin emzirme devrinde anne sütünü ve kalitesini artıracak beslenme alışkanlığı edinmeleri de büyük değer taşıyor” dedi. Alerjisi olan yahut öksüren çocuğa ballı inek sütü verilmemesi gerektiğinin de altını çizen Meral, şöyle devam etti:
“Öksüren çocuğa ballı inek sütü verilmez, zira öksürükte artışa sebep olabiliyor. Hastalık devrinde bedeni güçlendirmek için proteinden varlıklı, karbonhidrattan düşük bir beslenme programı oluşturulmalı. Mikroplar büyümeleri ve çoğalmaları için şekere muhtaçlık duyuyorlar. Bu nedenle hastalık sürecinde şeker tüketiminden de kaçınılmalı.”
