İsmail Sami Çakmak
Avukat İsmail Sami Çakmak, 31 Mart Lokal Seçimleri ve akabinde 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçimi müddetince Yüksek Seçim Konseyi (YSK) üyelerinin verdiği “hatalı kararların” yine gündeme getirilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhuriyet’e konuşan Çakmak, YSK üyelerinin, Anayasa’nın “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine öteki bir merciye başvurulamaz” unsurunu kullanarak alenen kabahat işlediğini belirtti. Çakmak, “YSK bu süreçte anayasayı hiçe sayarak mühürsüz oyların geçerli sayılmasına karar verdi. Bu karar ile binlerce sandık konseyi lideri ve üyelerine kabahat işletti. Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı seçim yasaklarından muaf tutarak hata işlemeye tahrik ve teşvik etti. Yasa ve yordama ters biçimde İstanbul’da oyların yine sayılmasına ve seçimin yenilenmesine karar verdi. Bütün bunlara karşın İstanbul Büykşehir Belediye Başkanlığı seçimini YSK’nin seçtirmeye çalıştığı aday değil, hak eden kazandı. İBB seçimlerinin bu biçimde sonuçlanması üzerine, seçim sürecinde yaşanılanlar ve YSK’nin işlediği hatalar kamuoyunca bir anda unutuldu” dedi.
‘Reddedemediler’
Çakmak, “YSK kararlarına karşı öteki bir merciye başvurulamaz kararı, YSK üyelerini ve başka failleri de sorumluluktan kurtarmaz. Bir karara karşı yargı yolu olmaması, kararı almış olanı da dokunulmaz kılmaz” diyerek seçim sürecinde YSK üyeleri hakkında tek tek kabahat duyurusunda bulunmuş, Yargıtay ve Danıştay, Çakmak’ın itiraz dilekçeleri hakkında “işlem yapmama kararı” almıştı. Kelam konusu türel süreci anımsatan Çakmak, “Yargıtay ve Danıştay bile YSK’nin hamiliğini üstlenip, YSK hakkında yapılan şikâyetleri sürece koymazken, ‘YSK’nin aldığı kararlar anayasaya uygun, gerçek kararlardır’ diyememiştir. Şikâyetlerim hakkında ret yahut sürece koymama münasebeti ileri sürememiştir” dedi.
Seçim süreçlerinde yaşanan olayların unutulmaya terk edildiğinin altını çizen Çakmak, şunları kaydetti:
‘Yargıtay’da olacaklar’
“Bir cinayetin hesabını silahtan sormazsınız fakat silahı kullanarak cinayeti işleyen ve silahı kullanma kararı alan şahıstan sorarsınız. İşlenmiş hiçbir kabahat yaptırımsız bırakılamaz, unutulmaya terk edilemez. Hak, hukuk, adalet, hukukun üstünlüğü, vicdani tatmin, demokrasinin gerçekleşmesine katkı lakin bu hesap sorma yollarıyla hayata geçirilebilir. YSK’nin işlediği hataların hesabının sorulmasını istemek, bunun için kampanya başlatmak, mevzuyu gündemde tutarak unutturmamak her yurttaşın misyonudur. Bugün YSK üyesi sıfatıyla cürüm işlemiş olanlar, yarın Danıştay’daki ve Yargıtay’daki asli vazifelerine birebir zihniyet ve kişilikleriyle dönecekler. Hukuka bakış açıları ve yaklaşımları orada da YSK’dekinden faklı olmayacak.”
