İzmir Barosu’ndan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Tarihimizin en acı olaylarından biri olan 15 Temmuz askeri darbe teşebbüsü, tüm erken ihtarlara karşın, Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsız, laik ve toplumsal bir hukuk devleti olması gayesinden sapılarak, başta yargı organları ve güvenlik güçleri olmak üzere kamu kurumlarının çabucak tamamının bilerek ve isteyerek liyakat sahiplerine değil, yobaz ve işbirlikçi yandaş bir kliğe teslim edilmesinin sonucudur.
15 Temmuz gerici kalkışmasına karşı başta parlamentoda temsil edilen tüm partiler olmak üzere bütün ulus bir ortada ortak bir irade sergilemiş ve ülke demokrasisine sahip çıkmıştır. Bu ortak irade ülkenin bahtının çoğulcu ve çağdaş bir hukuk devletine bağlı olduğunun tescilidir.
Bu gerici kalkışmadan halka kurşun sıkan caniler kadar bu şahısları belirli mevkilere getirenler de sorumludur. Ve maalesef tüm sorumlular yargı karşısına çıkarılmış ve cezalandırmış değildir.
Ülkemizin bilhassa son yıllarda demokrasiden ve hukuktan süratle uzaklaşmasında darbe teşebbüsüne kalkışan yobazlar kadar, bu vahim olayı ülkeyi OHAL KHK’ları ile dizayn etmek için “fırsata çeviren” siyasalların de sorumluluğu büyüktür. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü takiben ilan edilen OHAL, ülkemizi ve demokrasimizi, milletin iradesinin yok sayıldığı, kanunların kararnamelerle değiştirildiği antidemokratik bir rejime evriltmiştir. Milletimizin, bu karanlıktan da tekrar çoğulcu demokrasi ve demokratik bir hukuk devleti ideali için göstereceği gayret ile çıkacağına inancımız tamdır. Gerici ve yobazları, devlet kademelerinde kelam sahibi kılan ortakları da yargı önünde hesap verinceye kadar hak, hukuk ve adalet çabamızdan vazgeçmeyeceğiz.
Üç yıl evvel yaşadığımız acı tecrübe bizlere ülkemizin “şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi” olamayacağını bir defa daha göstermiştir.
Bu his ve fikirlerle 15 Temmuz gerici ayaklanmasında ömürlerini yitiren tüm yurttaşlarımızı hürmetle anıyoruz.”
İzmir Barosu Başkanlığı